Serviks Kanseri Hakkında Merak Edilenler
Hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesine kanser adı verilmektedir. Kanser her ne kadar vücudun birçok bölümüne yayılabilse de daima geliştiği yerin adını almaktadır. Rahim boynunda meydana gelen kanser, rahim ağzı ya da serviks kanseri olarak adlandırılmaktadır. Serviks vajinanın üst kısmını rahme bağlar. Serviks kanseri tüm kadınlarda görülebilecek bir kanser türüdür. Genellikle 30 yaşının üstündeki kişilerde görülmektedir. Serviks kanserinin temel nedeni bazı insan papilloma virüslerine bağlı uzun süreli enfeksiyondur. Kısaca HPV olarak bilinen bu virüs cinsel yolla bulaşmaktadır. Cinsel olarak aktif olan kişilerin neredeyse yarısı hayatının bir bölümünde HPV virüsüne maruz kalır ancak HPV’ye maruz kalan kadınların çok azında serviks kanseri gelişir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Serviks Kanseri Nedir?
Serviks kanseri, rahim ağzı kanseri olarak da bilinmektedir. Rahim ağzının rahme açılan bölümüne endoserviks adı verilir. Bu bölüm glandüler hücrelerle kaplıdır. Egzoserviks ya da ektroserviks olarak adlandırılan bölüm ise serviksin dış kısmıdır. Spekulum ile gerçekleştirilen jinekolojik muayenelerde dışarıdan bakıldığında görülebilmektedir. Rahim ağzının bu bölümü ise skuamöz hücrelerle kapladır. Bu iki kısım arasında kalan bölüm ise geçiş alanıdır. Geçiş alanın yeri yaşlanmayla ya da doğumla birlikte değişir. Serviks kanserlerinin büyük bir kısmı geçiş alanında yer alan hücrelerde gelişmektedir.
Geçiş alanında yer alan hücrelerde meydana gelen değişiklik anında kansere yol açmaz. Bu bölgedeki normal hücreler zamanla anormal değişiklikler geçirir. Bu değişiklik geçiren hücreler pre-kanseröz hücreler adı verilmektedir. Bu kanser öncesi değişimler için servikal intraepitelyal neoplazi, skuamöz intraepitelyal lezyon ya da displazi gibi farklı tanımlar bulunmaktadır.
Serviks Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?
Serviks kanseri genellikle Pap testi sonucunun anormal çıkması ile teşhis edilmektedir. Bu gibi durumlarda kanseri ya da pre kanseröz dokuları teşhis etmek için diğer teşhis yöntemleri kullanılmaktadır. Pap ve HPV testleri ile teşhis konulması mümkün değildir. Bununla birlikte serviks kanserinin en yaygın görülen belirtileri anormal vajinal kanama ve ağrılı cinsel ilişkidir. Serviks kanseri şüphesi oluşan kişilerde ilk olarak sağlık geçmişi alınır. Kanser belirtileri ve Pap sonucunun anormal çıkması durumunda genellikle kolposkopi uygulanmaktadır. Bu uygulamada serviks bir kolposkop yardımıyla kontrol edilir. Kolposkop içerisinde yer alan mercekler sayesinde detaylı bir görünüm elde etmek mümkündür.
Serviks Kanseri Çeşitleri Nelerdir?
Serviks kanseri, skuamöz hücreli karsinom ve adenokarsinom olmak üzere iki ana türe sahiptir. Serviks kanseri vakalarının 10’da 9’unda skuamöz hücreli karsinoma rastlanmaktadır. Bu kanser ektoserviks üzerinde bulunan hücrelerde gelişmektedir. Skuamöz hücre karsinomları genellikle ektoserviks ile endoserviks arasında bulunan geçiş alanında meydana gelir.
Diğer bir serviks kanseri türü adenokarsinomdur. Adenokarsinomlar glandüler hücrelerde gelişir. Servikal adenokarsinom endoservikte mukus üreten hücrelerde görülmektedir. Çok nadir olarak serviks kanseri hem skuamöz hücre karsinomu hem de adenokarsinom olarak gelişir. Bu türe adenoskuamöz karsinom ya da karma karsinom adı verilmektedir.
Her ne kadar serviks kanseri türü çok yüksek oranla skuamöz hücre ya da adenokarsinom şeklinde olsa da çok nadir görülen başka serviks kanseri türleri de bulunmaktadır. Bu türler melanom, sarkom ve lenfomadır. Bu türlere vücudun diğer bölgelerinde daha sık rastlanmaktadır.
Serviks Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?
Farklı kanserler farklı risk faktörlerine sahiptir. Örneğin, cildin güneş ışınlarına uzun süre maruz kalması, cilt kanseri riskini artırmaktadır. Sigara kullanımı ise birçok kanserin ortak risk faktörlerinden birisidir. Ancak risk faktörlerine sahip olan kişilerde kesin olarak kanserin görüleceği gibi bir durum bulunmamaktadır. Bununla birlikte hiç risk faktörü bulunmayan kişilerde de kanser gelişebilmektedir.
Serviks kanserinin de bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörlerine sahip olmayan kişilerde serviks kanseri nadiren gelişir. Serviks kanserinin en önemli risk faktörü HPV virüsüdür. HPV, içerisinde 150’den fazla virüsün bulunduğu bir virüs ailesidir. Diğer birçok kanserin risk faktörü olduğu gibi sigara kullanımı serviks kanseri risk faktörleri arasında yer almaktadır. Sigara kullanan kadınlar arasında serviks kanseri görülme oranı, içmeyen kadınlara göre iki kat daha fazladır.
Servisk kanserinin bir diğer risk faktörü de bağışıklık sisteminin zayıflamasıdır. AIDS’e neden olan insan immün yetmezliği virüsü bağışıklık sisteminin zayıflayarak HPV enfeksiyonu riskini ciddi derecede artırmaktadır. Benzer bir şekilde bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaç kullanan kişiler de risk grubu içerisinde yer alır.
Bunların dışında klamidya enfeksiyonu, üçten fazla doğum, genç yaşta hamilelik, yeteri kadar meyve ve sebze tüketimi yapmama gibi risk faktörleri vardır. Ailesinde serviks kanseri bulunan kişilerin kansere yakalanma riski daha yüksektir.
Serviks Kanserinden Korunmanın Yolları Nelerdir?
Günlük hayatta yapılacak bazı ufak tefek değişiklikler ile risk faktörlerini ortadan kaldırma serviks kanserinden korunmaya yardımcı olabilmektedir. Serviks kanseri erken teşhis ile çok başarılı bir şekilde tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Bu nedenle risk altında olsun olmasın tüm kadınların düzenli olarak Pap smear testi yaptırması tavsiye edilmektedir. Bu sayede erken teşhis edilen pre-kanseröz hücreler tedavi edilerek kanserleşmeden ortadan kaldırılır.
Son yıllarda yapılan bazı araştırmalara göre rahim içi araç kullanan kadınlarda serviks kanserine daha az rastlanmaktadır. Hatta aracı bir yıldan az kullanan kişilerde bile risk önemli ölçüde düşebilmektedir. Üstelik koruyucu etki rahim içi araç çıkarıldıktan yıllar sonra bile devam etmektedir. Bununla birlikte rahim içi araç kullanımının da bazı riskleri bulunmaktadır. Bu nedenle rahim içi araç kullanmadan önce uzman bir doktora danışmak gerekmektedir.
İğne Biyopsisi
Serviks kanseri teşhisinde uygulanan yöntemler arasında iğne biyopsisi yer alır. Genellikle Pap smear testi sonuçlarının anormal gelmesi durumunda uygulanır. Kolposkopi de gözlemlenen anormal hücrelerden alınan örnekler mikroskop altında değerlendirilmektedir. Bu şekilde serviks kanseri kesin bir şekilde teşhis edilebilmektedir.
Konizasyon
Konizasyon ya da diğer adıyla koni biyopsisi de bir başka biyopsi türüdür. Bu yöntemde rahim ağzından koni şeklinde bir parça alınır. Bu parça özellikle kanserin sıklıkla görüldüğü geçiş alanından alınmaktadır. Konizasyon ile sadece pre-kanseröz ya da kanserli hücreler teşhis edilmez aynı zamanda özellikle pre-kanseröz hücrelerin alınmasıyla tedavi amaçlı da uygulanabilmektedir.
Konizasyon işlemi iki şekilde yapılmaktadır. Elektrocerrahi işlemde yerel anestezi kullanılarak alan uyuşturulur. Sonrasında elektrik akımıyla ısıtılan bir tel ile bölgeden hücreler alınmaktadır.
Soğuk konizasyonda ise ısıtılmış bir tel yerine lazer ya da cerrahi neşter kullanılır. Soğuk konizasyonda lokal ya da genel anestezi uygulanmaktadır.
Kriyoterapi
Kriyoterapi rahim ağzından anormal hücreleri toplamanın bir diğer yöntemidir. Bu yöntem siğiller ya da diğer kitleler için de kullanılabilmektedir. Hücrelere çok soğuk bir kimyasal uygulanarak donmaları sağlanır. Sonrasında donan bu hücreler alınır. Bu şekilde dokunun alındığı yerde yeni hücreler gelişebilmektedir.
Kriyoterapi uygulaması aslında Pap testine oldukça benzer bir şekilde yapılmaktadır. Spekulum aracılığıyla kriyoprob adı verilen araç vajinadan geçilir ve rahim ağzında birkaç dakika tutulur. Bu araç hücreleri çok hızlı bir şekilde dondurmaktadır. İşlem genellikle birkaç dakika arayla iki kez tekrarlanır. Tüm işlem ise toplamda 5 dakika civarında sürmektedir.