Kolposkopi Nedir?
Kolposkopi, rahim ağzının muayene edildiği basit bir işlemdir. Yaklaşık olarak 10 – 20 dakika sürer. Kolposkopi, Pap smear testine oldukça benzer bir işlemdir. Pap smear testi ile kolposkopi arasındaki en büyük farklardan birisi muayeneyi gerçekleştiren uzman hekimin kullandığı kolposkop isimli ekipmandır. Genellikle Pap smear testi sonucunun anormal gelmesi sonrasında olası problemleri teşhis etmek için tercih edilmektedir. Kolposkopide rahim ağzı, vajina ve vulva muayene edilebilmektedir. İşlem esnasında anormal hücrelerin bulunması durumunda laboratuvar testi için biyopsi yapılabilmektedir. Bazı kişiler kolposkopi işlemi öncesinde stresli olabilmektedir. Ancak işlemin kendisi oldukça basit ve güvenilirdir. Bazı kişilerde işlem hakkındaki detaylara sahip olmak stresin yönetilmesine yardımcı olmaktadır.
Kolposkopi Kimlere Yapılır?
Kolposkopi işlemi, pelvik muayenesi ya da Pap smear testi sonucunda anormal hücrelere ya da bazı problemlere rastlanması durumunda yapılmaktadır. Kolposkopi ile servikal ve vajinal dokularda meydana gelen bazı değişiklikler gözlemlenebilmektedir. Bunların arasında anormal kan damarları, doku yapısı, rengi ve görüntüsü incelenir. Bazı hücreler anormal ama kanserli olmayabilmektedir. Bu hücreler prekanseröz hücreler olarak değerlendirilmektedir. Prekanseröz hücreler yıllar sonra gelişerek kansere dönüşmektedir. Kolposkopi ile bu hücreler daha kanserleşmeden tespit edilebilir. İşlem esnasında anormal dokuya rastlandığında detaylı çalışma için biyopsi yapılabilmektedir. Ayrıca rahim ağzından da direkt olarak doku örneği almak mümkündür. Kolposkopi, iyi huylu kitleler olan poliplerin, daha sonra rahim ağzı kanserine yol açabilen insan papilloma virüsü kaynaklı genital siğillerin, üreme sistemini oluşturan organlarda kanser görülme riskini artıran dietilstilbestrol etkisinin teşhis ve tedavisinde kullanılmaktadır.
Kolposkopi Nasıl Yapılır?
Kolposkopi işlemi muayenehanede yapılan yaklaşık 10 – 20 dakika kadar süren bir işlemdir. Pelvik muayene ya da Pap Smear testinde olduğu gibi hastalar sırtüstü yatarak bacaklarını desteklere yerleştirirler. İşlem için vajinaya metal spekulum yerleştirilir. Spekulum uzman hekimin rahim ağzını görebilmesi için vajina duvarlarını açık tutar. Kolposkop vulvadan birkaç santim uzağa yerleştirilir. Vajinaya doğru parlak bir ışık yansıtılır ve kolposkopun lenslerinden bakılarak muayene gerçekleştirilir. Kolposkopla bakmak dürbünle bakmaya benzer. Muayene esnasında vajina ve rahim ağzının net bir şekilde görülebilmesi için varsa mukus tabakası pamukla temizlenir. Bölgeye gerekli görülmesi halinde solüsyon uygulanabilmektedir. Solüsyon hafif yanma ya da gıdıklanma hissine neden olabilmektedir. Bu solüsyon sayesinde şüpheli hücreler rahat bir şekilde görüntülenir.
Kolposkopi Acı Verir mi?
Kolposkopi neredeyse ağrısızdır. İlk başta spekulum yerleştirilirken hafif bir baskı hissinin olması normaldir. Solüsyon ile rahim ağzının yıkanması sonucunda hafif yanma ya da iğne batması hissi ortaya çıkar. Kolposkopi esnasında biyopsi yapılması biraz rahatsızlık hissi yaratabilmektedir. Biyopsi olan hastalar oluşan hissi genelde sert bir çekmeye ya da regl krampına benzetmektedir. Rahim ağzından alınan doku örneğinde rahatsızlık hissi oluşur ancak ağrılı değildir. Vajinal biyopsi de ise vajinanın alt kısmı ya da vulvadan doku örneği alımında acı hissi oluşabilmektedir. Bunun için uzman hekim genellikle doku örneği alınacak bölgeyi uyuşturur. Dokunun alınabilmesi için keskin bir biyopsi ekipmanı kullanılır. Muayene esnasında birden fazla şüpheli alan bulunması durumunda şüpheli alanların hepsinden doku örneği alınır. Biyopsiden sonraki birkaç gün içerisinde hafif lekelenme, kanama ya da koyu renkli akıntı olması son derece normaldir.
Kolposkopi Sonucu Nasıl Yorumlanır?
Kolposkopide herhangi bir anormal hücreye ya da bölgeye rastlanmadığında yapılması gereken başka bir işlem bulunmamaktadır. Şüpheli bir alana rastlandığında biyopsi gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle biyopsi yapılmayan kişiler gündelik hayatlarına devam edebilirler. Biyopsi yapılan hastaların yaklaşık olarak %40’ında da da anormal hücreye rastlanmamaktadır. Bu kişilerde de yapılması gereken başka bir işlem bulunmamaktadır. . Sonuçların yaklaşık %60’ında ise rahim ağzında, vajinada ya da vulvada anormalliklere ya da kitlelere rastlanmaktadır. Prekanseröz hücrelerin görülmesi durumunda ise çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi konizasyondur. İki farklı konizasyon yöntemi bulunmaktadır. Kısaca LEEP olarak adlandırılan sıcak konizasyonda anormal hücreler elektrikli bir tel ile çıkarılır. Bu işlem bistüri ile yapıldığında ise soğuk konizasyon olarak adlandırılır. Anormal hücrelerin yer aldığı örnek doku koni şeklinde kesilerek alınır. Anormal hücrelerin sıvı nitrojen gibi soğuk kimyasallar ile dondurularak parçalanması işlemine ise kriyoterapi adı verilmektedir. Anormal hücreler bir de sıcak lazer ışını atımlarıyla parçalanabilmektedir. Hastalığın daha ciddi olduğu durumlarda ise rahmin alınması gibi büyük ameliyatların yapılması gerekebilmektedir.
Kolposkopi Hangi Hastalıkların Teşhisinde Kullanılır?
Kolposkopi rahim ağzında, vajinada ve vulvada anormal hücrelerin teşhisi için kullanılmaktadır. İnsan papilloma virüsünün neden olduğu genital siğillerin teşhis edilebilmesi için de bu işlemden yararlanmak mümkündür. İnsan papilloma virüsü rahim ağzı kanseri, vajina ya da vulva kanseri riskini ciddi derecede artırmaktadır. İyi huylu kitleler olarak bilinen poliplerin teşhis edilmesi için de kolposkopi tercih edilebilmektedir. Ayrıca rahim ağzındaki irritasyona ya da enflamasyona yol açabilecek durumlar da kolposkopi ile teşhis edilebilir. HPV teşhisi konan ve tedavi edilen hastaların rahim ağzı hücrelerinde meydana gelebilecek hücresel değişikliklerin düzenli kontrolü için gerekmektedir.
Kolposkopi Sonucu Kaç Günde Çıkar?
Kolposkopi ile biyopsi yapılan hastaların sonuçlarının değerlendirilmesi birkaç günü bulabilmektedir. Biyopsi sonucunda herhangi bir anormalliğin rastlanmadığı durumlarda sonrası için düzenli Pap smear testi yeterli olmaktadır. Ancak anormal hücrelerin tespit edilmesi durumunda konizasyon, dondurma ya da lazerle yakma yöntemleri kullanılarak anormal hücreler temizlenir.
Kolposkopi Sonrası Nelere Dikkat Etmeli?
Kolposkopi sonrasında birkaç gün boyunca hafif ağrı oluşması son derece normaldir. Biyopsi yapılmayan kişiler herhangi bir kısıtlama olmadan muayene sonrasında gündelik hayatına geri dönebilmektedir. Kolposkopiyi takip eden birkaç gün boyunca hafif lekelenme ya da kanama görülmesi normaldir. Biyopsi olan hastalarda ise birkaç gün süren vajinal ya da vulvar ağrı görülebilmektedir. Yine muayeneyi takip eden birkaç gün boyunca hafif lekelenme meydana gelmektedir. Biyopsi olan hastalarda bunlara ek olarak koyu renkli vajinal akıntı olabilmektedir. Hastaların biyopsi sonrası tampon, vajinal duş ve vajinal cinsel ilişkiden yaklaşık bir hafta kadar uzak durması gerekmektedir. Lekelenme ya da hafif kanama için ped kullanımında herhangi bir sakınca yoktur.
Kolposkopi Sonrası Kanama Olur Mu?
Kolposkopi oldukça güvenli bir işlemdir. Ancak muayene sonrasında hafif lekelenme ya da kanama görülebilmektedir. Biyopsi uygulandığında koyu renkli akıntı gelmesi de normal kabul edilmektedir. Kolposkopi işleminden sonra çok nadiren yan etki görülür. Alt karın ve kasık bölgesinde şiddetli ağrı, adet döngüsünde normal kabul edilenden daha fazla kanama, kötü kokulu ya da yoğun vajinal akıntı, ateş veya soğuk terleme gibi durumların görülmesi durumunda uzman hekimle iletişime geçmek gerekmektedir. Normal bir kolposkopi muayenesinden sonra görülen lekelenme ya da hafif kanama birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçer. Ancak yukarıdaki belirtiler bir sağlık problemine işaret etmektedir.
Kolposkopi Sonucu Pozitif Ne Demek?
Kolposkopi sonrasında yapılan biyopsi ile alınan hücrelerin sonucunun pozitif çıkması bölgede anormal hücrelere rastlandığını belirtmektedir. Anormal hücreler henüz kanserleşmemiş hücrelerdir. Bu hücreler zaman içerisinde gelişerek kanserleşir. İşlem sonucunda çok nadiren rahim ağzı kanserine rastlanmaktadır. Böyle bir durumda alternatif tedavilerin düşünülmesi gerekmektedir. Kolposkopi sonucu pozitif gelen hastalar için uzman hekimle bir tedavi planı yapılır. Sonuca bağlı olarak LEEP, soğuk konizasyon, kimyasal ile soğutma ya da lazer uygulaması ile anormal hücrelerin temizlenmesi gerekebilmektedir.
Kolposkopi CIN 1 – CIN 2 – CIN 3 Nedir?
Servikal displazi eskiden anormal hücrelerin ne kadar kanserleştiğine bağlı olarak hafif, orta ve şiddetli olarak değerlendirilmekteydi. Günümüzde ise rahim ağzındaki ne kadar epitelyal hücrede anormal hücre bulunduğunu gösteren bir sınıflandırma sistemi kullanılmaktadır. Kısaca CIN olarak bilinen servikal intraepitelyal neoplazi, CIN 1, CIN 2 ve CIN 3 olacak şekilde 1 ile 3 arasında bir skalada değerlendirilmektedir. Anormal hücrelerin epitelyumun kalınlığının 3’te 1’ini etkilediği durumlar CIN 1 olarak kabul edilir. Anormal hücrelerin epitelyum kalınlığının 3’te 2’sini etkilediği durumlar CIN 2 ve 3’te 2’sinden fazlasını etkilediği durumlar da CIN 3 olarak değerlendirilmektedir. CIN 1 çok nadiren kanserleşir ve genellikle kendiliğinden ortadan kalkar. CIN 1 sonucu olan hastalara çoğunlukla tedavi gerekmemektedir. CIN 2 ve CIN 3 olan hastalarda ise kanserin önlenmesi için tedavi gerekmektedir. Bu tedavi genellikle anormal hücelerin temizlenmesi durumudur. CIN pozitif olması bile kanser olduğu anlamına gelmez. Hatta kanserleşme riski hala düşüktür. CIN 1’de kanser gelişme riski %1 civarındadır. CIN 2’de bu oran %5’e çıkarken CIN 3’te ise %12 civarında seyretmektedir.
Kadın hastalıkları ve jinekolojik onkoloji konusunda daha fazla bilgi için Youtube kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.